1.01.2008

Rusya’nın Osmanlı Politikası

Rusya’nın Osmanlı Politikası

Çar 1. Petro, Rusya'nın bir dünya devleti olabilmesi için denizlere ulaşması gerektiği idealindeydi. Bu idealini gerçekleştirirken de Osmanlı Devleti ile emellerini açığa çıkarmıştı. Rusya, sıcak denizlere inerek batı ile yarışabilecek güce ulaşmasının yolunun Osmanlı topraklarından geçtiğini biliyordu. Bu nedenle de 17. yüzyıldan sonra Osmanlı Devleti ile sürekli bir mücadeleye girişmişti.
Rusya, Osmanlı toprakları üzerinden sıcak denizlere ulaşabilmek için başlangıçtan 20. yüzyıla kadar üç ayrı siyaset uyguladı.
Birincisi; İstanbul'u alarak Bizans İmparatorluğu'nu yeniden canlandırmak ve boğazlarda geçerek Akdeniz'e inmek (akrabalık ve mezhep birliğine dayanarak Bizans tahtında hak iddia ediyor)
İkincisi; Balkan milletlerini Panslavizm propagandası yolu ile kışkırtarak bu bölgede egemen olmak ve bu yoldan Akdeniz'e ulaşmak,
Üçüncüsü; Balkanlar ve boğazlardan sıcak denizlere ulaşamayacağını anladığında, oluşturduğu Ermeni politikasıdır. Ermenileri Osmanlı aleyhine kışkırtarak, Anadolu'nun Doğu ve Güney doğusunda kendine bağlı bir Ermenistan Devleti'nin kuruluşunu sağlamak ve bu yoldan Akdenize inmek.
Bir kara devleti olan Rusya'nın sömürge yarışma katılabilmesi sıcak denizlere çıkması ile mümkündü. Yukarıda belirtildiği üzere Rusya'yı Akdeniz'e ulaştıracak yollar Osmanlı topraklarından geçiyordu. Bu yollara sahip olmak isteyen Rusya, Osmanlı Devleti'ni parçalamak için Fransız İhtilal etkisi ile gelişen özgürlük ve milliyetçilik akımından yararlandı. Osmanlı sınırları içinde yaşayan ulusları Panslavizm politikasını uygulayarak isyana teşvik etti. Rusya önce Sırpları sonra Yunanlıları kışkırtarak Balkan uluslarını Osmanlıdan ayırdı. Fakat bağımsız olan Balkan devletleri Rusya'nın bu gelişme üzerinden sıcak denizlere inmesine izin vermediler. Rusya sıcak denizlere inme uğruna Osmanlı Devleti'ni parçalamış, ancak parçaları yutamamıştı.
İdeallerinden vazgeçmeyen Rusya, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kafkaslar ve Doğu Anadolu üzerinden Akdeniz'e ulaşmak için Osmanlı topraklarında yaşayan Ermenileri kışkırttı başladı. Böylece ülke içinde ve dışında teşkilatlanan ve silahlanan Ermeni komiteleri ile Ermeni kiliselerinin kışkırtıcı faaliyetleri sonucunda Ermeni toplumu yavaş yavaş Türklerden uzaklaşmaya başladı. Ermeniler ilk kez 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı'nda Osmanlı Devleti'ne isyan ettiler. Rusya kışkırtmaları ile başlayan Ermeni sorunu, İngiltere ve Fransa'nın da desteklemesi ile gelişti. Osmanlı Devleti'ni bölerek bölgesel çıkarlarına ulaşmak isteyen Rusya ve Avrupa devletleri, Ermenileri Birinci Dünya Savaşı sırasında da isyana teşvik ederek Anadolu'da işgalleri kolaylaştırmaya çalıştılar.


Fransa’nın Osmanlı Politikası

Fransa’nın Osmanlı Politikası

Osmanlı Devleti ihtiyaç duyduğu her zaman Fransa'nın yi da yer almış ve Avrupa siyasetinde etkin rol oynamasını sağlamıştı.
Fransa ise çoğu zaman Osmanlı Devleti'ne karşı ikiyüzlü bir siyaset izleyerek, dost görüm çalışmış, ancak gerçek yüzünü Mısır'ı işgale kalkışmasıyla göstermişti. Bundan sonra Osmanlı Devleti'ne karşı oluşan gruplar içinde yer aldı. Hatta Napolyon Bonapart Osmanlı Devleti'ni Ruslara karşı kışkırtıp 1806 savaşının çıkışma neden olduğu halde savaşın sonunda Rus çarı ile Tilsit Antlaşmasını yaptı. Bu antlaşma ile Fransa ve Rusya, Osmanlı topraklarını paylaşma konularını görüşl Sömürgecilik faaliyetleri sırasında Mısır'da istediğini elde edemeyen Fransa daha sonra, Osmanlı Devleti'nin Kuzey Afrika'daki diğer topraklarına yöneldi. 1830'da Cezayir'i, 1881'de Tunus'u sonra da Fas'ı ele geçirerek buralarda sömürgeler oluşturdu. Fransa, Ermenilerin isyanı sırasında Rusya'ya karşı İngiltere'nin Ermeni politikasını destekledi. Fransa, Rusya'nın Kafkaslar ve Doğu Anadolu'daki Ermenileri kullanarak Akdeniz'e inmesini, Akdeniz ticaretindeki payı azalacağı için kabul etmedi. Tıpkı İngiltere gibi, Fransa da Birinci Dünya Savaşı'nda Anadolu topraklarını işgal etti. Kilikya bölgesindeki Ermenileri silahlandırarak millî mücadeleyi engellemeye çalıştı.